Periodontoloji

Periodontoloji Nedir?

Periodontoloji, dişleri çevreleyen kemik ve yumuşak dokularının hastalıkları ve tedavisiyle ilgilenen diş hekimliği dalıdır.

Dişeti Kanaması Normal Bir Durummudur?

Dişeti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi, dişeti kanamasıdır. Bunun yanı sıra, dişetlerinde görülen şişme ve kızarıklık, kaşıntı ve kurcalama hissi, bölgesel veya yaygın çekilmeler ve çekilen bölgelerde hassasiyetle de kendini belli eder. Daha ileri durumlarda ise, diş ve diş eti arasından iltihap akışı, dişlerde patolojik migrasyon dediğimiz yer değişikliği, uzama ve sallanmalar gözlemlenebilir. Tüm bu belirtilere kötü koku ve tat eşlik edebilir. Diş fırçalarken gelişen dişeti kanaması, dişeti hastalığının en erken ve en önemli belirtisidir. Bu durumda mutlaka bir periodontoloji (dişeti hastalıkları) uzmanına gitmek gerekir.

Dişeti hastalıkları başka bir hastalığın habercisi olabilir mi?

Diş eti sağlığı genel sağlığımızın önemli bir parçasıdır. Güncel pek çok çalışma şeker hastalığı ile diş eti hastalığı arasında önemli bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Şeker hastalarında dişetlerinde kanama, ödem ve abse gelişimine yatkınlık gözlenir. Diyabetin yanısıra, kalp hastalıkları ve Akciğer hastalıkları ile dişeti hastalıkları arasında da önemli ilişkiler bulunmuştur. Lökoplaki, Liken planus gibi bazı cilt hastalıklarının ilk belirtilerini diş eti ve yanak mukozasında yaygın kızarıklık ve plaklar şeklinde gözükür. Ayrıca erken dönemde dişetlerinde görülen yaygın kızarıklık ve kanama, Lösemi gibi bazı kan hastalıklarının belirtisi olabilir.

Sağlıklı diş etlerinin görünümü nasıldır?

Sağlıklı diş etleri açık pembe renktedir, mattır ve sıkı görünümdedir. Dişi, boyun bölgesinde bir yaka gibi sarar ve diş ile birleştiği yerde bıçak sırtı şeklinde sonlanır. Dişleri kök başlangıçlarında saran ve konturlarını takip eden muntazam bir diş eti sınırına sahiptir. Kırmızılık, şişkinlik ya da enfeksiyon yoktur. Normal fırçalama ve ip kullanımıyla kanama olmaz. Herhangi bir rahatsızlık hissi oluşturmaz.

Diş eti hastalıkları nelerdir?

Periodontal hastalıklar, diş eti ve dişleri destekleyen kemik dokuları da etkileyen iltihabi hastalıklardır., Yetişkinlerde diş kayıplarının % 70’inden fazlasının nedeni diş eti ve çene kemiğini ilgilendiren hastalıklardır. Periodontal hastalıklar, erken dönemde teşhis edildiklerinde tedaviye kolay ve başarılı bir şekilde cevap verir. Belli başlı diş eti hastalıkları şunlardır:
Gingivitis: Gingivitis, diş eti hastalığının başlangıcıdır. Diş etleri kızarık, kanamalı ve büyümüştür. Gingivitis, çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Diş fırçalama sırasında diş etlerinde kanama ve hassasiyet vardır. Tedavi edilmezse, hastalık ilerler ve diş eti ve dişleri destekleyen kemikte hasar oluşturan Periodontitise dönüşebilir.
Periodontitis: Diş eti hastalıklarının daha ilerlemiş safhasıdır. Dişleri destekleyen diğer dokularla birlikte, alveol kemiğinde de hasar oluşur. Diş ile diş eti arasında periodontal cep kendini gösterir. Bu cepte bakteriler hızla üremeye başlar. Dişler ve diş etleri arasında iltihabi akıntı, dişlerde sallanma görülebilir. Hatta hasta zamanla dişlerinin birbirinden uzaklaştığını fark eder. Sürekli kötü ağız kokusu mevcuttur. Bununla beraber, periodontal hastalıklar bazen hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle, düzenli aralıklarla diş hekimine gitmek ve muayene olmak son derece önemlidir. Çocuklarda da diş eti hastalıkları oluşur. Diş etlerindeki kanama, şişme ve kızarıklık görülebilir. Bu durum çoğu zaman fırçalamanın yetersiz olmasından ya da çapraşık dişlerin temizlenememesinden kaynaklanır. Tedavi edilmeyen çürükler ve taşkın dolgularda buna neden olabilir.

Diş eti hastalıklarının sebepleri nelerdir?

Bakteri plağı: Diş eti hastalığının temel nedeni; dişe sıkıca tutunan, yapışkan, saydam bir tabaka olan bakteri plağıdır. Ağız hijyeni iyi değilse, diş ve diş etlerini etkileyen bakteri plağı oluşur. Plağın bir miligramında milyonlarca bakteri bulunur. Bunun yanı sıra, aşağıdaki faktörler de diş eti sağlığını yakından etkilemektedir.
Sigara: Sigara; kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi birçok önemli rahatsızlığın sebepleri arasında gösterilmektedir. Tüm bunların dışında, ağız mukozası ve diş etleri için oldukça zararlıdır, diş eti hastalıklarının gelişmesine ve ilerlemesine neden olur.
Genetik faktörler: Yapılan araştırmalara göre, diş eti hastalıklarında % 30 oranında genetik bir geçiş söz konusudur. Ayrıca, ağız bakımının kötü olanlarda diş eti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha fazladır. Ailede diş eti problemi olan bir kişi var ise, diğer aile bireyleri de diş eti hastalıkları uzmanına muayene olması gerekir.
Hormonal değişiklikler: Hamilelik, puberte, menopoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyenine ayrıca özen gösterilmelidir. Diş etleri bu dönemlerde daha hassas olur, diş eti hastalığına olan yatkınlık artar.
Stres: Stres; hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında, diş eti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki, periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres, vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır. İlaç kullanımı: Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığını yakından etkiler. O nedenle, bu ilaçlardan birini almak gerekirse, diş hekimine bilgi verilmeli ve ağız hijyenine özen gösterilmelidir.
Diş sıkmak veya gıcırdatmak: Diş ve diş eti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olur. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.
Diyabet – şeker hastalığı: Diyabet hastaları, periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubundadır. Mutlaka rutin diş eti kontrolleri, bir diş eti uzmanına yaptırılmalı ve ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
Kötü beslenme: Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere diğer enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.
Kötü yapılmış kuron köprü ve dolgular: Diş etine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler diş etlerinde problem oluşturur.
Belirtileri nasıl anlaşılır? Belirtiler; diş fırçalarken ya da kendiliğinden diş etinde kanama, iltihaba bağlı olarak ağızda koku ve kötü tat, kırmızı ve şiş diş etleri, ağızda tat bozukluğu, diş etlerinin çekilerek diş kökünün açığa çıkması, sallanan dişler, zamanla eğilen ya da çarpıklaşan dişler ve diş etlerinde kaşınma hissi olarak öne çıkar.

Diş eti hastalıkları nasıl teşhis edilir?

İlk teşhisi hasta tarafından yapılır. Diş hekimi ise muayenesinde; hastanın anamnezinde diş etlerinde kanama, ağızda kötü bir tat veya koku, kırmızı ve şiş diş etleri, soğuk sıcak hassasiyeti olup olmadığına bakar. Diş ile diş eti arasında meydana gelen ceplerin derinliği, periodontal sond vasıtasıyla ölçülerek, radyografik bulgularla değerlendirilir ve teşhis konur.

Diş eti hastalıkları ile vücutta meydana gelen diğer hastalıklar arasında bağlantı var mıdır?

Kalp hastalıkları ve periodontal hastalıkların gelişim mekanizmaları benzer olup, her iki hastalık da ileri yaşlarda, erkeklerde, sosyokültürel düzeyi düşük, sigara içen, yüksek tansiyonu olan, stresli bireylerde daha sık ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda, oral enfeksiyona sahip kişilerde, enfeksiyonun görülmediği bireylere kıyasla % 30 daha fazla kalp krizine rastlandığı belirtilmiştir. Periodontal hastalığa neden olan mikroorganizmalar ve salgıladıkları zararlı maddeler, diyabette önemli rol oynar. Kontrol altında olmayan diyabet hastalarında, aynı ağız hijyen seviyesine sahip kontrollü diyabet hastalarına göre, daha fazla periodontal hastalık geliştiği bilimsel çalışmalarla saptanmıştır. Periodontal tedavi ve kan şekerinin kontrolüyle, diyabeti de kontrol etmek kolaylaşır. Periodontal hastalıkta etkili olan mikroorganizmaların solunması veya bu mikroorganizmaların solunum yollarında toplanması, akciğer hastalıklarının gelişmesine yol açar. Periodontal hastalıkta etkili olan mikroorganizmalar ve salgıladıkları zararlı maddeler, fetus plasenta ünitesi için tehdit oluşturur. Annenin yaşının küçük olması (18 yaş altı), ilaç, alkol ve sigara kullanımı, stres, genetik, genitoüriner sistem enfeksiyonları ve periodontal hastalık, erken doğum/düşük doğum ağırlığı gelişimindeki risk faktörleridir.

İlaç kullanımı diş eti hastalığına sebep olur mu?

Çeşitli sistemik hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılan ilaçlar, diş etlerinde büyüme ile sonuçlanabilir. Epilepsi tedavisinde kullanılan antikonvulsan bir ilaç olan Phenytoin; dişlerin ön yüzeylerinde, özellikle ön bölgelerde ve restorasyonların çevresinde, dişler arasındaki diş etini ve diş eti kenarını içine alan, sıkı, soluk pembe, kanamayan bir görüntüde diş eti büyümesine yol açabilir. Organ doku nakli sonrasında kullanılan ilaçlar dişlerin ön yüzeylerinde ve restorasyonların çevresinde daha sık görülen diş eti büyümelerine yol açabilir. Büyüme, dişler arasındaki bölgelerden granüllerin oluşumu ile başlar, yüzeyi pütürlüdür ve kanamaya eğilimlidir. Kalp ve hipertansiyon hastalarında kullanılan ilaçlar, daha löbüler tarzda ve soluk pembe renkli bir büyüme ile karşımıza çıkabilir.

Diş eti hastalıklarının tedavisi nasıl yapılır?

Periodontal tedavi, dişleri çevreleyen yumuşak ve sert dokulara ait hastalıkların iyileştirilmesini, bu hastalıkların meydana getirdiği yıkımların düzeltilmesini amaçlar. Bu nedenle, tedavinin ilk aşaması hastalığın esas etkeni olan dental plağın hasta tarafından fırça, diş ipi, ara yüz fırçası kullanılarak temizlenmesi ve diş üzerindeki birikintilerin diş hekimi tarafından özel aletlerle uzaklaştırılmasıdır. Başlangıç tedavisi olarak isimlendirilen bu aşama, periodontal işlemlerin temelidir. Basit diş eti iltihaplarında tek başına bir tedavi yöntemi olabildiği gibi, ileri durumlarda da periodontal operasyona hazırlık amacıyla kullanılabilir. İltihaplı, büyümüş, çekilmiş diş etini; diş diş eti arasında çene kemiklerinin erimesine bağlı olarak meydana gelmiş boşlukları (cep) ve kemik erimesini tedavi etmek amacıyla, genellikle lokal anestezi altında yapılan, yeni kemik oluşumu hedeflendiğinde, yardımcı biomateryallerin (kemik tozu, membran vs.) kullanıldığı cerrahi işlemlere ise periodontal operasyon denir. Periodontal operasyonlar, diş etlerini veya dişleri çevreleyen tüm dokuları ilgilendirebilir. Hastalık sadece diş etlerini ilgilendiriyorsa, büyümüş diş etleri kesilerek ağız ortamından uzaklaştırılır. Derin dokulara ilerlediğinde ve kemik erimesi oluştuğunda ise, farklı bir operasyon uygulanır. Diş eti kaldırılır, iltihaplı dokular temizlenir, kemik düzeltilir veya yeni kemik oluşturmak üzere çeşitli biomateryaller uygulanır. Daha sonra, diş eti kemiği örtecek şekilde yerleştirilip, dikilir ve doku iyileşmeye bırakılır. 1 veya 2 hafta sonra dikişler alınır. Operasyondan sonra, 3 – 6 ay aralıklarla kontroller gereklidir. Yapılan tedavi ile iltihabın ortadan kalkması, hastalığın ilerlemesinin durması, hastanın kendi kendine etkin temizlik yapacağı bir ağız ortamının oluşması, biyomateryal kullanımında ise hastalık sonucu yıkıma uğrayan dokuların yeniden yapılanması beklenir. Tüm bunların sonucunda, kişiler dişlerini uzun seneler güvenle kullanabilir.

Diş taşı diş eti hastalıklarına neden olur mu?

Elbette olur. Diş taşları, bakteri plağı dediğimiz bu püremsi birikintilerin üzerisine, tükürükte bulunan iyonların çökelmesiyle oluşur. Diş taşları temizlenmediği zaman, üzerinde mevcut mikroorganizmalardan ve diş etlerine mekanik baskılardan kızarıklık, şişme ve diş eti çekilmelerine sebep olur.

Diş eti kanaması neden olur?

Dişler ve diş etleri düzenli fırçalanmaz ise, bakteri plakları oluşur ve bakteri plağının diş etinizde enflamasyon oluşturması ile kanama meydana gelir. Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi, diş eti kanamasıdır. Sağlıklı diş eti kanamaz.

Diş eti kanaması tedavi edilmezse ne olur?

Diş eti kanamaları tedavi edilmezse gingivitis oluşumu, daha da ileri giderek periodontitis dediğimiz diş destek dokularının iltihaplı hastalığının meydana gelmesine neden olabilir.

Diş eti kanamasını nasıl önleyebiliriz?

Düzenli ağız bakımının yapılması (fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız çalkalama sularının kullanımı), rutin olarak diş hekiminin ziyaret edilmesi ile diş eti kanamalarının önüne geçilmiş olunur.

Diş ve diş eti sağlığını artırmak için neler yapabiliriz?

Yaşam boyu dişlerinizi kaybetmemek için bakteri plağının; diş fırçalanması, diş ipi ve kimyasal ajanlar kullanılması yoluyla, düzenli olarak her gün dişlerden uzaklaştırılması gerekmektedir. Bunlara ek olarak, diş hekimine düzenli gidilerek kontrollerin yaptırılması da son derece önemlidir. Günlük ağız bakımı diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber, tamamen önleyememektedir. Bir diş hekimi tarafından yapılacak diş taşı temizliği; diş fırçası, diş ipi ile temizlenemeyen bölgelerdeki sertleşmiş diş taşlarının ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diş taşlarının kaldırılmasına, diş taşı temizliği ismi verilmektedir. Diş hekimi, kişinin özel gereksinimlerine göre kişisel bir ağız bakım planı yapabilir. Bu programla dişler ile diş etlerine zarar vermeksizin, diş fırçalamayı ve diş ipi kullanma öğrenilip, uygulanabilir. Diş hekimi düzenli ziyaret edilerek, ağız sağlık ürünleri hakkında öneriler alınabilir. Piyasada çeşitli diş fırçası, diş ipi, ağız gargaraları ve dişler arası temizleyicileri bulunmaktadır. Diş hekimi kişilerin ihtiyaçlarına en uygun olan ürünlerin seçilmesine yardımcı olacaktır.